Zeki İnsanlar Neden Zeki ? - özeldersci

son haberler


Post Top Ad

1 Temmuz 2017 Cumartesi

Zeki İnsanlar Neden Zeki ?


Einstein'ın alışkanlıklarının zekası üzerinde bir etkisi var mıydı, yoksa zekasının gereği olarak mı bu alışkanlıklar ortaya çıkmıştı? 

Size bunun cevabını net bir şekilde veremesekte verebilceğimiz şey Einstein'in hayatında sahip olduğu alışkanlılar ve yaptığı seçimler.  

Bu alışkanlıklara sahipseniz zeki olmanın tadını çıkarın.


Dünyanın en zeki bilim insanlarının enteresan alışkanlıklarının olduklarını biliyoruz. 

Ünlü İngiliz matematikçi, gökbilimci ve fizikçi Newton, seksten uzak durmanın yararlarından söz ederken, Yunan filozof ve matematikçi Pisagor, fasulyeyi ağzına sürmezmiş. 

ABD’nin kurucularından Benjamin Franklin ise çıplak ‘hava banyosu’ yaparmış.





Acaba bunlar birer safsata mı? Bilim insanlarına göre zekanın genetikle ilgisi, sandığımızdan daha az. Son veriler zeki insanalrı ayıran özelliklerin yüzde 40’ının çevre ile ilgili olduğunu gösteriyor. 

Yani günlük alışkanlıklarımız beynimiz üzerinde büyük etkide bulunuyor ve beynimizin yapısını, düşünme biçimimizi değiştiriyor.

Tarihte yer alan zeki insanların ilginç alışkanlıkları için gösterilebilecek en yerinde örneklerden biri belki de Einstein olabilir. 

Atom altı dünyaya dair derin tespitlerde bulunan ünlü Alman fizikçinin günlük yaşam tarzından zeka geliştirmeye yönelik bazı ip uçları devşirebilir miyiz?


Uzun süreli uyku mu, kesik kesik uyumak mı daha yararlı?
Uykunun insan sağlığı üzerindeki olumlu etkilerini biliyoruz. Özellikle de beyin üzerindeki etkileri küçümsenemez. 

Bu nedenle olsa gerek Einstein’ da uyku konusunda oldukça hassas davranırdı. Günde ortalama 10 saat uyuduğunu biliyoruz. 

Bir çok insan ortalama 7 saat uyuduğuna göre, demek ki Einstein herkesin bir buçuk katı kadar daha fazla uyku uyuyormuş.

Söylentilere göre tarihin en önemli teorilerinden biri olan periyodik cetvel, DNA’nın yapısı ve Einstein’in izafiye teorisi, uyku esnasında ortaya çıkmış. Doğru olabilir mi?



Uyku esnasında beynimiz ortalama 90-120 dakikada bir hafif uyku ile rüya gördüğümüz derin uyku arasında gel git halinde olur. Hızlı göz hareketleri olarak bilinen uyku aşamasının öğrenme ve hafıza açısından oldukça önemli olduğuna inanılıyordu.

Nörologların tespitine göre uykunun yüzde 60’ı, hafif uykudan oluşuyor. Yani beyin, uyku esnasında hızlı bir aktivite içerisinde bulunur. 

Ve ne kadar çok uyursanız, bu aktivite de o oranda tekrar eder.

Beyinde anlık enerji üretimine neden olan bu eylem sayısı ne kadar fazla olursa, insanın akışkan zeka adı verilen farklı sorunları çözme, alışılmışın dışındaki durumlarda mantığını kullanma ve örüntüleri görme yeteneğine daha fazla sahip olması sağlanır. 

Bu durum hafızadan farklı olarak, daha çok mantık becerisiyle ilgili bir durumdur. 

Einstein’in ‘bakıp bulabileceğiniz hiçbir şeyi ezberlemeyin’ yönündeki bildirimi, bu durumla ilgili olabilir.

Tabii her ne kadar çok uyku esnasında çok sayıda enerji infilakı oluşsa da, çok uykunun yararlı olduğu söylenemez. 

Son dönemlerde yapılan bir araştırmaya göre kadınlar için gece uykusu, erkekler içinse gündüz vakitlerinde kısa süreli uykunun mantığı kullanma ve sorunlara çözüm getirme yeteneğini geliştirdiği gözlemlendi.

Einstein’ın gün içerisinde düzenli olarak kısa süreli uyukladığı biliniyor. 

Hatta rivayet odur ki bu uykular esnasında fazlaca uyumamak için elinde bir kaşık tutar ve altına da tepsi koyarmış. 

Uykuya daldığında kaşık tepsinin üzerine düşünce çıkardığı sesten uyanır ve böylece fazla uykuya engel olurmuş.

Her gün düzenli olarak yürüyüş yapmak
Einstein her gün yürüyüş yaparmış. 

Çalıştığı Üniversiteye yürüyerek gidip gelir, bu şekilde ortalama beş km yürümüş olurmuş. Aynı şeyi Darwin’in de yaptığı biliniyor. O da ortalama olarak 45 dakika yürürmüş.

Yürümenin beden sağlığı ötesinde beyin sağlığına ve hafızaya da olumlu etkileri var. Dışarıda yürümek, yenilikçi düşünce yapısını geliştiriyor.


Zekiler ne yer ?
İnsan beyni vücut ağırlığının yalnızca yüzde 2 kadarını oluşturuyor. Fakat tükettiği enerji ise yüzde 20 civarındadır. Ortalama bir beyin 1.400 gram iken Einstein’ın beyni yaklaşık 1.230 gramdı. 

Ne yeyip içtiği konusunda net bir bilgi bulunmamakla birlikte, spagettiyi sevdiğine dair rivayetler mevcut.

Beyin yapı itibariyle enerji depolayamaz. Bu sebeple kanda glikoz seviyesinde düşüş yaşandığında enerji sorunu ortaya çıkar. 

Vücudumuz, özellikle aç iken kafa karışıklığına neden olan kortizol tarzında stres hormonları salgılar.

Şekerin beyne ciddi anlamda katkı sağladığını biliyoruz ama, gereğinden fazla alınan karbonhidrat, düşünme yetisine olumsuz yönde etki eder. 

Bu nedenle 25 gramın üzerine çıkmamaya özen göstermeliyiz.


Piponun hikmeti
Sigara içmek zararlı bir alışkanlık olmakla birlikte, Einstein’ın sıklıkla pipo içtiğini biliyoruz zira kendisi sakinleşmek ve objektif düşünmek için piponun birebir olduğuna inanıyordu.

Halbuki sigara içmek beyin hücrelerinin yenilenmesini engellediği gibi, üst bölümde bulunan kıvrımları oluşturan, aynı zamanda bilinçle ilgili olan serebral korteksin incelmesine, beynin oksijensiz kalmasına sebep olur. 

Anlaşılan o ki Einstein pipo sayesinde değil, bilakis pipoya rağmen o denli zeki olabilmiş.

Fakat şu var ki yapılan bir başka araştırma, zeki insanların sigaraya daha yatkın oldukları söyleniyor. Bunun nedeni bilinmiyor olmakla birlikte, bu sonuç her ülke için geçerli bir sonuç değil. 

Zira İngiltere’de sigara içenlerin IQ seviyelerinin daha düşük olduğu belirtiliyor.


Çorap giymemek
Einstein’ın enteresan alışkanlıklarından biri de, çorap giymemesiydi. 

Eşine yazdığı bir mektupta şöyle diyordu Einstein: “Çocukken ayak başparmağımın çoraplarımı deldiğini fark ettiğimde çorap giymekten vazgeçmiştim”. Hatta kendi sandaletlerini bulamadığında, eşinin arkası açık ayakkabılarını giydiği de söylenir.

Giyim tarzının Einstein’ın zekası üzerindeki etkileri bilinmiyor olmakla beraber, rahat giyim tarzında sınava girenlerin resmi bir tarzı benimseyenlere oranla soyut düşünce alanındaki testlerde daha az başarılı olduğuna dair bazı çalışmalar var.

Eintein’la başladık, Einstein’ın bir sözüyle bitirelim: “Önemli olan sorgulamaktan vazgeçmemektir. Merak, var olmanın birinci şartıdır.”

son haberler

Post Top Ad