Elbette bu enteresan durumun da bir açıklaması var.
Bilinen bir beyin hasarı veya bilinen başka bir neden olmaksızın çocukluğun erken dönemlerinde ortaya çıkan gelişimsel kekemelik en yaygın görülen kekemelik türü.
Nörolojik kekemelik ise felç ve kafa travması gibi beyin hasarları sonucu ortaya çıkıyor.
Ancak konuşurken zorluk yaşayan kekemelerin zorlanmadan şarkı söyleyebildiğine tanık olmuşsunuzdur.
Aslında bu durum sadece kekemelerde değil beyin hasarı nedeniyle konuşma güçlüğü yaşayan insanlarda da görülüyor.
Bu nedenle kekemelik, felç, beyin hasarı gibi sorunlar nedeniyle konuşma problemi yaşayan insanların tedavisinde şarkı söyleme terapileri kullanılabiliyor.
Bu durumun nedeninin, konuşma sırasında beynin sol tarafı etkinken, sayı saymak ya da bilinen bir şarkıyı söylemek gibi mantıksal bir düşünme süreci gerektirmeyen sözlü ifadelerde beynin ağırlıklı olarak sağ tarafının etkin olması olduğu düşünülüyor.
Benzer davranışsal özellikler olarak görülseler de konuşma ve şarkı söyleme aslında beyinde tamamen aynı mekanizmalarla ortaya çıkmıyor.
Beynin konuşma sırasında etkin olan bazı bölümlerinin müzikle ilgili bazı işlevlerin gerçekleşmesi sırasında da etkin olduğu biliniyor. Ancak araştırmalar şarkı söylerken beynin sağ tarafının da etkin olduğunu gösteriyor.
Kekemeler şarkı söylemenin dışında fısıldarken ve kendi seslerini duymadıklarında da takılmadan konuşabiliyor. Konuşma sırasında beyin kulaktan gelen işitsel verileri, ses tellerinin ve ağız hareketlerinin kontrol edilmesinde kullanıyor.
Normalde bu duyusal veriler beynin sol tarafındaki premotor kortekste birleştiriliyor. Bazı bilim insanları kekemeliğin nedeninin konuşma süreçlerinde ortaya çıkan bir problem değil, beynin sol tarafındaki bir bozukluk sonucu duyusal verilerin doğru şekilde birleştirilememesi olduğunu düşünüyor.
Kaynak
Dr. Tuba Sarıgül
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
saygıdan uzaklaşmayalım lütfen