ÜÇ ÜZÜM TANESİ
İbrahim ağa gözlerini açtığında gördüğü rüyanın etkisindeydi. Yaşlı bir adam görmüştü. Saçı sakalı ağarmış ihtiyar gelmiş, “Evladım, hadi kalk Bağdat`a git. Orada üç üzüm tanesi kısmetin var. Git de kısmetin al..” demiş ve gideceği yeri söylemişti.
İbrahim ağa düşünüyordu.
Gördüğü rüyada bir hikmet var mıydı acaba?
Peygamberler ve evliyalar sadık rüyalar görürlerdi ama sıradan bir insanın gördüğü rüyada sadakat derecesi ne idi…
Kendi hâlinde, Topkapı`da takkecilik yapan sıradan bir esnaftı.
Bu düşünceler içinde günlük hayatına devam eden İbrahim ağa sonraki gece aynı rüyayı gördü. Bu kez daha derin düşünmeye başladı fakat nafile.
Rüyada bahsedilen yer Bağdat idi. Ya hu üç üzüm tanesi için İstanbul`dan Bağdat`a mı gidilirdi? Yine vazgeçti.
Ve sonraki gece de aynı rüya, aynı ihtiyar, aynı istek… İbrahim ağa hazırlıklarını tamamlayıp Bağdat yoluna revan oldu.
Az gider, düz gider, omuzda heybe, elde asa Bağdat yolu arşınlanır.
Nihayet yol biter, Bağdat ötede cemalini gösterir. İbrahim ağa rüyadaki ihtiyarın bahsettiği yeri aramaktadır.
Bir köprüden söz etmişti ihtiyar. Köprünün yanında bir hurma ağacı, üzüm çardağı hemen oradadır.
Karnını doyurmak için bir yerde oturur bu esnada, oturduğu yerin hemen karşısında bahsedilen köprüyü görür.
Köprünün yanında hurma ağaçları. Evet, rüyada bahsedilen yer burasıdır. Yemeğini yedikten sonra usulca kalkar ve üzüm çardağının olduğu yere gider.
Çardaktan sarkan üzüm salkımları ipe dizilen inci gibi sıra sıradır. İbrahim ağa çardağın altında dolaşır.
Fakat kısmeti olan üç üzüm tanesi hangisidir bilemez. Salkımlara göz gezdirirken bir salkımda sadece üç tane oldğunu görür.
Elini uzatır yetişmeye çalışır. Diğer salkımlara göre daha yüksektedir.
Bu arada yaşlı bir adam gelir ve İbrahim ağaya selam verir, “Üzüm yemek istersen, işte bütün salkımlar ne diye zıplayıp duruyorsun.” der.
İbrahim ağa ne cevap vereceğini bilemez, mütereddit olur. Sonra başından geçenleri, gördüğü rüyayı anlatır.
Adam dinledikçe güler, İbrahim ağa bu hâle şaşırır.
Adam der ki; Be adam sen ne safmışsın. Ben üç senedir böyle bir rüya görüyorum.
Bana İstanbul`da Topkapı`nın orada, bir takkecinin kömürlüğünün altında üç küp altın var diyorlar.
Kılımı bile kıpırdatmıyorum. Sen kalkmış, üç üzüm tanesi için buralara kadar gelmişsin.” der.
Adamın anlattıkları İbrahim ağada şok etkisi yapar. Çünkü adamın bahsettiği yer tam da İbrahim ağanın evidir.
İbrahim ağa ihtiyara bir şey sezdirmeden üç üzüm tanesin ağzına atar. Yola koyulur. Alelacele İstanbul`a döner. Eve varır, daha soluklanmadan kömürlüğü kazmaya başlar.
Bir de ne görsün! İhtiyarın bahsettiği üç küp altın buradadır. İbrahim ağanın nasibi üç üzüm tanesi ve üç küp altındır demek ki…
İbrahim ağa bulduğu o altınlar ile çokça hayır ve hasenatta bulunur. Bir de Topkapı`da kendi adına küçük, şirin bir cami yaptırır…
