"Artık benden geçti."
"Bu yaştan sonra öğrenemem."
"Kafam eskisi gibi çalışmıyor." gibi yaklaşımlar ne kadar doğru?
Matematik öğrenmenin, kemanda ustalaşabilmek gibi bir başlangıç yaşı var mı?
Yaş ilerledikçe öğrenme zorlaşır mı?
Yazımızda yukardaki ve benzer sorulara cevaplar bulmaya çalışacağız.
İnsanoğlu etrafının farkına varmaya başladığı andan itibaren bir bilim adamı gibidir.
İnceler, gözlemler, duyu organı laboratuvarında tadına-kokusuna bakar....
Sürekli öğrenir, öğrenme peşindedir.
Ancak ebeveynler "dokunma, elleme, kırılır, uzak dur" gibi müdahelelerle daha küçük yaştan itibaren bu öğrenme ihtiyacını törpülemeye başlar.
İnsan öyle yaratılmıştır ki kullandığı özelliği gelişir.
Spor yapar ise kasları, zeka soruları ile uğraşır ise kavrama, çözüm algoritması oluşturma, zihnin aktifliği gelişir.
Orta yaşlı biriyim ve konu ile ilgili bir anımı anlatmak isterim.
Hanım sürekli birşeylerle uğraşmamdan şikayet ederek yanımıza kitap, bilgisayar hiç bir şey almadan tatile çıkmak için haklı da olarakbaskı yaptı.
Ben de düşündüm hakikaten sürekli bir şeylerle uğraşıyorum, bilgisayar, programlar, soru yazımı-çözümü, sitelerim vs...
Tamam dedim.
Neyse çocukları da babaannelerine bırakıp tatile çıktık.
Denize gir çık, yemek ye, yine denize gir, yat uyu , yine deniz....
Sıkıldım.....
Tatili erken bitirip döndük ve çalışmalarıma tekrar başladım.
Bir baktım çok rahat uğraştığım kavramlar bana zor geliyor, zorluyor. 3-5 günlük bir çalışmama evresi bile beynin performansını düşürmüş.
Hayret ettim ve bir kaç güne durum toparlandı.
Bu örnekteki gibi çalışılan kısımlar gelişir iken, çalışılmayınca, beyin o işlerle meşgul olmayınca da performans hemen düşüyor.
Küçük yaşlardan itibaren doğasına uygun olarak insan öğrenmeli tabi ki ama orta ve ileri yaşlarda da öğrenme pekala olabilir.
Yılların getirdiği bir zihin tembelliği elbette olacaktır, performans düşüklüğü elbette olacaktır ama uğraştıkça, emek verdikçe zihin de size kapılarını açmaya başlar.
Nitekim ilerlemiş yaşlarda son derece önemli keşiflere imza atan bilim adamları, son derece aktif zihni melekelere sahip olan büyüklerimiz buna en güzel örnektir.
İslam alimleri son nefeslerine kadar üretmişlerdir hem de son derece detaylı ve zihni zorlayan tespitlerle beraber.
Sonuç olarak insan her yaşta öğrenebilir, kendini geliştirebilir.
Dolayısı ile matematik de öğrenilebilir.
Üniversite okumak için bir yaş sınırı yok, eğer vaktiniz de müsait ise neden matematiğinizi geliştirip ilginizi çeken bir bölüme girmeyesiniz ki?
Veya matematiğinizi geliştirebilirsiniz ille bir okul da gerekmiyor.
Matematik bilginiz geliştikçe; analiz, kıyas, akıl yürütme, çözüm yolu arama, zihin aktifliği de gelişecektir. Konular üzerinde daha detaylı, kapsamlı ve doğru yorumlar yapılabilecektir. Bunun için de gayret göstermeniz yeterli.
Yeter ki doğru yerden başlayın, doğru kaynakla başlayın.
Tamamen sıfırdan başlayan, rakamlardan, ritmik saymalardan başlayan "sıfırdan matematik eğitim seti" oldukça doğru bir başlangıç olacaktır.
Zaten matematikten kopanlar belli bir seviyenin üstündeki konu kavram ve bunlarla dolu kitaplardan dolayı kopuyorlar.
Problem daha temelde olduğundan, konuları anlayamıyorlar ve boş veriyorlar.
Ancak okuma yazma var ise "sıfırdan matematik eğitim seti" ile 2 ay gibi bir sürede temel-orta matematik bilginiz halloluyor.
Peki daha sonra?
O size kalmış, ister üniversite sınavına girin, ister zeka soruları ile uğraşın, ister kpss-dgs gibi sınavlara hazırlanın artık matematik bilginiz var ve merkezi sınavlara yönelik bir kitabı rahatlıkla bitirebilirsiniz.
Çocuklarınızın derslerine uzaylı gibi bakmaktan kurtulur yardımcı bile olabilirsiniz.
Felsefemiz şudur "herkes matematik öğrenecek"
Bol matematikli günler.
Bora Arslantürk
boramat@gmail.com