Ne işe yaradığı bilinmiyorsa ilk görüşte insana korku veren, öğrenilene kadar bin bir türlü felaket senaryosu oluşturtan o küçük delik...
Ne işe yaradığı haberimizde...
Çoğumuzun bildiği üzere uçak yükseğe çıktıkça hava basıncı da hızla düşmeye başlar.
Haliyle uçaklar, içerideki hava basıncını güvenli bir seviyede tutmak için tasarlanmıştır.
Bu nedenle de dışarıdaki hava basıncı ile içerideki basınç arasında büyük bir fark oluşur.
Bu basınç farkı da uçağın camları üzerinde büyük bir baskı oluşmasına neden olur.
Uçak camları bu duruma önlem amaçlı olarak 3 farklı katmandan oluşacak şekilde yapılır.
En dış katmanın görevi basınç farkına karşı koymaktır.
Bu meşhur delik ise orta katmanda bulunuyor.
Nefes deliği veya kanama deliği gibi isimlerle bilinen bu deliğin görevi ise iki tarafındaki hava basıncını eşitlemek.
Uçağın içi ile bu katmanlar arasındaki hava boşluğunun basıncının dengelenmesini sağlıyor kendisi yani.
Böylece uçağın dışındaki hava basıncıyla muhattap olma işi sadece dış katmana kalıyor.
Özetle en dış katman basınç farkına karşı koyuyor, orta katman ise bu delik sayesinde dış katmana yardımcı oluyor.
Ayrıca herhangi bir nedenle dış katman zarar görürse, onun görevini orta katman devralıyor.
En iç katmanın görevini de söyleyeyim. Aslında tek ve basit bir görevi var: Yolcuların diğer iki katmana zarar vermesini engellemek.
Deliğin bir başka görevi ise camın buğulanmasını veya buzlanmasını önlemek.
Buna rağmen bazen ara sıra deliğin tam çevresinde oluşan buzlanma şekilleri görebilirsiniz.
Moncur'un söylediğine göre bu delik etrafındaki şekiller, kabin içerisindeki havanın, soğuk pencere yüzeyine temas etmesiyle oluşmaktadır.
Söz konusu ilginç desenler genellikle fraktal yapılıdır ve pencere sıcaklığı, kabin havası nemliliği ve delikten geçen hava miktarına bağlı olarak değişebilir.
Eveeet, bu minik deliğin sırrı da işte böyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
saygıdan uzaklaşmayalım lütfen