Sınıfta ders nasıl anlatılmalı? - özeldersci

son haberler


Post Top Ad

21 Ekim 2017 Cumartesi

Sınıfta ders nasıl anlatılmalı?


İlk adım sınıfta düzeni sağlama

Öncelikle dersin anlatılabilmesi için sınıfta öğretmenin düzeni sağlaması gerekmektedir. 

Yani örgün öğretimdeki öğrenmenin ilk prensibi öğrencinin öğretmeni gürültüsüz bir ortamda dinleyebilme hakkıdır.

Öğretmen sınıftaki bu ortamı sağlamak zorundadır.


SIFIRDAN MATEMATİK ÖĞRENİN

Hemen her sınıfta sınıf düzenin bozan, izin almadan konuşan öğrenciler vardır ve bu otoriteyi öğretmenin en baştan tavizsiz sağlaması gerekir.



Sınıfta öğretmenin ders anlatmasını engelleyen, konuşan, düzeni bozan öğrenciler ile ilgili problem var ise zaten tüm öğrencilerin sizi dinlemesi ve dolayısı ile dersi anlaması mümkün değildir.

Peki izinsiz konuşan, düzen bozan öğrenciler ile ilgili ne yapılmalı?

İlk aşamada öğrenci sınıf içinde tatlı bir dil ile uyarılmalı.




Devam ediyor ise ders bitiminde özel olarak yanınıza çağırıp yaptığının yanlışlığı, dersi engellediği, diğer öğrencilerin öğrenme hakkının yendiği, dersi anlamalarını engellediği, devam etmesi halinde disiplin cezaları olduğu yine yapıcı bir şekilde tatlı dil ile anlatılmalı.

Bir kaç kez bu şekilde yapıcı bir dil ile uyarılan öğrenciler eğer okumaya niyetleri var ise zaten büyük ölçüde düzelirler ve yine arada ufak tefek uyarılar ile öğrenci kazanılabilir.

Zaten düzene uymayan, dersi dinlemeyen öğrenciler ile ilgili ilk amaç onları kazanmak dersi dinledikleri taktirde yapabileceklerine inandırmak olmalıdır.

Tüm bu önlemlere rağmen sorun devam eder ise önce rehberlik yardımı, yine düzelme olmaz ise ilk aşamada veli irtibatı, akabinde disiplin veya okul değişitirme gibi önlemler devreye idare işbirliği ile sokulmalıdır.

Sonuç itibari ile ilk adım dersteki düzen olmalı ve düzen-disiplin sene başında mutlaka öncelikli olarak sağlanmalı sınıf ortamı öğrenime uygun hale gelmelidir.




Öğrenci merkezli ders

Dersin iki aşaması vardır; bunlardan birincisi konunun anlatılması ikincisi ise bu konudaki kazanımlara dayanan soru tipleridir.

Konu ne kadar iyi anlaşılır ise anlaşılsın sorular yapılamayabilir ve her sene yeni soru tiplerindeki başarının arttırılabilmesi için öğrencilerin ders sırasından düşünmeye sevkedilmesi gerekmektedir.

Eğer öğretmen merkezli, herşeyi öğretmenin yaptığı , konuyu anlattığı, soruları ardarda "bol bol soru çözeyim" diye çözdüğü bir anlatım şekli takip edilirse, dikkati ve motivasyonu yüksek nadir öğrenciler dışında başarı elde etmek adeta imkansızdır. Zira bir süre sonra öğrenci film izler gibi izler ama aklı başka yerdedir.

Ancak, konu anlatılırken sık sık öğrencilerden tepki alındığı, fikirlerinin sorulduğu, her soruda düşünmeleri için süre verildiği ve akabinde öğrenci zaten düşündüğü ve uğraştığı için çözdüğünüzde daha iyi ve kalıcı öğrenimin gerçekleştiği "öğrenci merkezli eğitim" ile başarı oranı çok daha fazla olacaktır.

Arabayı kullanmayı öğrettiğinizi düşününün; arabayı sürekli siz kullanır ve o şekilde öğretirseniz mi daha etkili olur, arabayı bir süre kullandıktan sonra şöför mahaline öğrenciyi oturtup yanlışlarını göstererek, pratik yaptırtarak yönlendirdiğiniz eğitim mi ?

Yani mümkün mertebe öğrenci derste etkin olmalı, düşünmeli, yapmaya çalışmalıdır.

Da vinci learning kanalında deneysel bir çalışma izlemiştim;

İki sınıf var akademik başarıları hemen hemen aynı.
Sınıflardan birinde öğretmen tüm süre boyunca ders anlatıyor, bol bol soru çözüyor.

Diğer sınıfta ise aynı öğretmen arada sohbet ediyor hikaye anlatıyor, konulara öğrenciyi de katıyor, sorularda öğrencilere süre veriyor ve diğer sınıftakinden daha az soru çözüyor ama öğrenci merkezli bir yol takip ediyor.

Daha sonra bu iki sınıf, gördüğü konulardan sınava sokuluyor ve ikinci sınıf çok daha başarılı oluyor.



Öğrenci merkezli derste karşılaşılan problemler ve çözümleri

Sınıfta düzeni sağladık ve öğrenci merkezli eğitim uyguluyoruz.

Öğrencilerden sık sık tepki aldığımızdan dolayı en büyük sorunlardan biri seviye farkı nedeni ile bazı öğrencilerin hemen soruyu çözüp cevabı söylemeleridir.

Bu durumda, aslında uğraşsa soruyu çözebilecek ve zamanla hızını da arttırabilecek bir çok öğrenci "ne de olsa arkadaşım çözdü ben geç kaldım" diye düşünerek soru ile uğraşmayı kesmekte ve öğrenci merkezli eğitim hedeflenen etkileşime ulaşamamaktadır.

Nasıl en başta otoriteyi kurmamız gerekiyor ise aynen daha ilk derslerden öğrenciye verilen sürede kimsenin cevabı söylememesi, yapanın beklemesi ve öğretmen çözdüğünde doğru veya yanlışlığını görmesi de mutlaka sağlanmalıdır. 

Tabi yapan çocuklar da övgü istemektedir ama en son "kimler doğru yapmış" denilince parmak kaldırmaları istenebilir ve bir nevi yapan öğrenciler kendilerini belli etmiş olur ama sınıftaki tüm öğrencilerin derse katılımının sağlanması için erken cevap söyleyen öğrenciler mutlaka engellenmelidir.

Bir süre sonra sistem zaten oturacaktır ve soruyu çözen öğrenci sessizce bekleyecektir.

Başka bir sorun ise kendine güvenmeyen ve temeli çok zayıf öğrencilerin sizin verdiğiniz süre boyunca hiç bir şey yapmamalarıdır.

Öğrencilerin kendilerine olan güveni kazandırılmalı ve yapabilecekleri gösterilmelidir. Öğrenciye verdiğiniz sürede bu öğrencilerin yanına giderek yönlendirmeler ile yardım edip soruyu çözdürtmek ve yapabileceklerini göstermek onların bir süre sonra sorular ile uğraşmalarını sağlayacaktır.

Ayrıca sınıftaki öğrenciler ne kadar başarılı olursa olsun, anlamadığı yeri sormaya utanan öğrenciler olabilir yani öğrenci tam olarak anlamasa da bunu farkettirmeyebilir bu nedenle sınıf seviyesi iyi olsun kötü olsun öğretmen soruları detaylı çözmelidir.

"hocam ne gerek var bu kadar açıklamaya" tepkileri gelse bile bu tepkileri izale ederek eğitim dönemi boyunca aynı şekilde devam etmelidir. Sonuç itibari ile karşımızdaki öğrencilerin çoğu bu konuları ilk defa görüyor (bir kısmı önceden özel ders veya aile yönlendirmesi ile çalışmış olabilir)



Kaynak kullanımı

Günümüzde yardımcı kaynaklar çok gelişmiş, akıllı defterler, soru bankaları karekodlu sistemler vs ile hem öğretmenin işi kolaylaşmış hem de başarının artması sağlanmıştır.

Hemen hemen tüm öğretmenler derslerde bu kaynaklardan faydalanmaktadır. Zaten eba siteminde de tüm bu yardımcı kaynaklar bulunmaktadır.

Bu kaynaklar genellikle bir akıllı defter bir de soru bankasından oluşuyor. 

Derste kullandığınız kitap genellikle akıllı defter dediğimiz soruların ve konuların yazılı olduğu, öğrencinin boşlukları doldurduğu, soruları yazmak zorunda olmadığı, altına çözümlerini yazdığı kaynaklar. 

Ama bunların kullanımında da en büyük sorunlardan biri iyi öğrencilerin önden gitmesi soruları öğretmenden önce çözerek dersten kopmaları.
Bunun bir sakıncası öğrencinin dersi dinlememesi, ayrı hareket etmesi; diğer sakıncası ise bir sorunun birden fazla çözümü olabilir öğrenci "ne de olsa çözdüm" öğretmenin yaptığı çok daha pratik çözümü öğrenememesi.

Dolayısı ile öğrenciler ile öğretmen aynı hızda gitmeli ve bazı öğrencilerin önden gitmesinin engellenmesi gerekir. Eğer erken yapıyor ise konu ile iligli soru bankasındaki sorular bu esnada çözebilir ama dersin anlatıldığı kaynaktakiler önceden çözülmemelidir.

Yani, yine ilk derslerde, "derste kullanılan kaynak ile ilgili beraber ilerleme" de oturtulmalıdır ve soruyu yapsalar bile mutlaka öğretmenin çözümünü de hem zihin esnekliği hem de belki daha pratik bir yol öğrenme anlamında dinlenmesi gerektiği öğrencilere kavratılmalıdır.

Tabi öğretmen soru bankasından ve ders defterinden ödevlendirmeler de yapmalı ve bunların takibi de sağlanmalıdır.




Teknoloji desteği

Pek çok okulumuzda akıllı tahta var ve dersler akıllı tahtada işleniyor ise kaybolmuyor.

Dersler internete yüklenip çeşitli mazeretler ile derse giremeyen öğrenciler kaçırdığı dersi indirebilir.

Öğretmen okul sitesine veya bedava açacağı bir bloga dersleri yükleyebilir.

Sınıf whatsapp grupları ile öğrenciler takıldıkları soruları sorabilir hem birbirlerine yardımcı olurlar hem de öğretmen vakit buldukça destek olabilir. Ayrıca bu gruplarda ders ile ilgili duyurular , çalışma kağıtları vs sınıfa iletilebilir. 




Motivasyon

Tabi derslerde sürekli ders anlatılmamalı, arada eğitici, motive edici hikayeler, anılar da anlatılmalı, ben mesela öğrencilerin çok sıkıldığını anladığımda 2 dk herşey serbest diyorum bu 2 dk da öğrenci kalkıyor dolaşıyor şakalaşıyor bir nevi nefes almış oluyorlar.

Ayrıca öğrencilerin bir hedefi olmalı, hedef olmaz ise çalışma motivasyonu da olmaz.




Bu hedef yeni birşeyler öğrenip insanın gelişmesi, ilerde seçmek istediği meslek vs olabilir ama bu konularda da öğrenciler ile  belli periyotlarda konuşmak gerekir ki öğrenci neden öğrendiğini anlasın.

Sonuç itibari ile öğretmen öğrencilerine faydalı olmak istiyor veonların gelişmelerini istiyor ise her soruna bir çözüm geliştirebilir.

Unutmayalım! 

Öğretmenler, insanların hayatına dokunan özel insanlardır.

Bora Arslantürk
boramat@gmail.com

son haberler

Post Top Ad