Hatta bizim bile bir çekim kuvvetimiz var. Tabi ki kütle büyüdükçe çekim kuvveti de artıyor.
İşte kütle çekim kanunu ile ilgili bilgiler....
Einstein'ın 100 yıldır ispat edilemeyen yer çekimi dalgalarına ilişkin son teorisi de ispatlandı. Einstein'ın tanımladığı dalgaların gözlemlenmesi, kainatın sırlarına da ışık tutacak.
İşte beş soruda kütle çekimi…
Trambolin üzerinde bir tenis topu düşünün. Üzerine koyduğunuzda hareketsiz, sabit duracaktır. Şimdi üzerine bir çocuk oturttuğumuzu düşünelim. Oturduğu yerde çukur oluşacak, ve tenis topu da çukura doğru yuvarlanacaktır. Çocuğun oturduğu yer tenis topuna ne kadar yakınsa, top da mıknatısla çekilmiş gibi o yöne doğru gidecektir. Hareket eden gövdenin kütlesi ne kadar fazlaysa çekim gücü de o kadar artacaktır.
Fizikçi Albert Einstein, kütle çekimsel dalgaları 100 yıl önce İzafiyet (Görelilik) Teorisinde tanımlamıştı. Kütle çekimsel dalgalar önlerine ne çıkarsa çıksın tamamen serbest bir şekilde evrende yayılıp genişliyor. Bu yönleriyle ışık ya da ses dalgalarından ayrılıyorlar. Kütle çekimsel dalgalar, mekanın kendisinin, geometrinin şekilsel deformasyonuna yol açıyor.
Kütle çekimsel dalgalar önlerine ne çıkarsa çıksın tamamen serbest bir şekilde evrende yayılıp genişliyor. Bu yönleriyle ışık ya da ses dalgalarından ayrılıyorlar. Kütle çekimsel dalgalar, mekanın kendisinin, geometrinin şekilsel deformasyonuna yol açıyor.
Einstein, uzayzamanın kütle çekimsel dalgalar yoluyla nasıl sürüklenerek deforme olduğunu, nötron yıldızları ve kara delikler gibi nesnelerin bu yapı içinde nasıl hareket ettiğini tanımlamıştı. Ancak şimdiye kadar bilim insanlarının bu tür bir fenomeni ölçebileceği hiçbir teknoloji mevcut değildi.
Şimdiye kadar pek çok bilim insanı kütle çekimsel dalgaların varlığını kanıtlamaya çalıştı, ama başarılı olamadı. Bunun nedeni ise kütle çekimsel dalgaların bulunabilmesi ve ölçülebilmesinin son derece zor oluşu.
Ölçüm için son derece hassas bir detektöre ihtiyaç var. Çünkü dalgalar Dünya'ya ulaştığında çok büyük ölçüde küçülerek bir atom çekirdeğinden bin kez daha küçük amplitüdlere (genlik) sahip hale geliyor.
ABD'de 1992 yılında kutulan LIGO Gözlemevi, biri Livingston, Louisiana, diğeri Hanford, Washington'da olmak üzere birbirinden yaklaşık 3 bin kilometre uzaklıkta yüksek hassasiyette iki gözlemevinden oluşuyor.
LIGO'da dalgalar ile ilgili yapılan ilk araştırmalar da başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Ancak kullanılan yeni teknoloji, eskisine göre dört kat daha hassas.
LIGO'yu oluşturan iki gözlemevinin her birinde dört kilometre uzunluğunda L şeklinde birbiriyle birleşen aynalarla kaplı ikişer tünel bulunuyor.
Lazer ışınları yardımıyla uzay-zaman dokusundaki dalgalanmalar saptanıyor.
Dalgaların kanıtlanması neye yarayacak?
Uzayın en uzak, en derin noktalarına kadar bakmak mümkün olacak. Büyük Patlama sonucu oluşan dalgalar bize örneğin kainatın nasıl şekillendiği konusunda yeni bilgiler sağlayabilecek.
Kitle çekimsel dalgaların varlığının kanıtlanması, kainatla ilgili algımızı kökten değiştirebilir. Büyük Patlama gibi kainatın oluşumunda rol oynayan büyük olayların etkileri daha iyi araştırılabilecek.
kütle çekim kanunu nedir, yerçekimi kanunu nedir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
saygıdan uzaklaşmayalım lütfen