Zihinsel ve bedensel tembellik hastalığı - özeldersci

son haberler


Post Top Ad

17 Nisan 2018 Salı

Zihinsel ve bedensel tembellik hastalığı


Çağımızdaki en yaygın,en sinir bozucu hastalık belki de;

zihinsel ve bedensel tembellik....

Emek vermeden, gayret etmeden, araştırmadan, soruşturmadan başkalarının emekleri ile yaşamak, sorunları hallettirmek...

Bir nevi başkalarına bağımlı olma hastalığı "zihinsel ve bedensel tembellik".

SIFIRDAN MATEMATİK ÖĞRENİN

Malesef ve malesef, zihinsel ve bedensel tembellik; genç-yaşlı farketmeden, günümüzde çok yaygın, olumsuz bir durum ve belki de olumsuzluk ötesi bir hastalık.



İnsanlar düşünmüyor, emek vermiyor ama istiyor, sorunu çözülsün , halledilsin istiyor....

Karşınızda çözülmesi gereken bi sorun var, veya halledilmesi gereken bir durum; araştırmak, uğraşmak, emek vermek lazım ama hemen başka birine havale ediliyor veya uğraşmaktan vazgeçiliyor.



En ufak emek vermeden, düşünmeden, uğraşmadan, kafa yormadan...

İşin temelinde "düşünme tembelliği" yatıyor.

Düşünmemeye, uğraşmamaya, emek vermemeye alışan yığınlar var, özellikle de gençler var.
Peki kafa yormak, düşünmek zor geliyor, eee o zaman çare ne? 

Bir bilene sormak hatta işi öğrenmek de amaç değil direkt ona yaptırmak.

Yaw tabi ki sorarsın, yardım istersin ama birazcık uğraş...



Yıllardır akıllı telefon kullanıp hala bir çok temel özelliğini bilmeyen  milyonlar var.

Ya arkadaşına, ya çocuğuna, ya eşine veya birine yaptırıyor.

Telefonu sesize alınmış haberi yok,
sessizden nasıl çıkarılır? bilmiyor,
sürekli etrafından birilerine yaptırıyor, dolayısı ile çevresine bağımlı.

Öğrenmek de istemiyor.

"Ben beceremiyorum." , 

"Bunlar bana göre değil."   cümleleri ağızdan eksik olmuyor.

Yıllar geçiyor, yine aynı yine aynı, 
en ufak bir sorunda, çözme gayreti sıfır, çözümü öğrenme gayreti ise eksilerde ve bu böyle sürüp gidiyor.

Bu hastalık diyeceğimiz son derece olumsuz durum gençlerde de son derece yaygın.

Ödevleri anneler babalar yapıyor da iyi mi oluyor? 

Tabi ki hayır, daha küçük yaşlarda çocuk tembelliğe, emek vermeden iyi not almaya alışıyor.

Ders çalışırken bir yerde takılıyor, hemen öğretmenine soruyor (sorması da güzel bir şey tabi hiç sormamaktan) ama önce biraz çaba harcaması, öğrenmeye çalışması gerekmez mi?

En ufak takıldığı yeri-soruyu sorması öğrenciye pek de bir şey kazandırmaz. Öğrenme ve zihni gelişim yeterli olmaz.

Uğraşmadan, emek vermeden, düşünmeden kaliteli ilerleme sağlanamaz.

Sürekli birilerine bağımlı hale gelirsiniz.



Beyin düşünmeye düşünmeye, düşünmeyi unutur, zihni performans düşer, kavrama kabiliyeti azalır....

Emek vermeden başarı gelmez. 

Zeka gelişmez.

İnsanın aslında belki de sınırsız bir potansiyeli vardır. Ama bu potansiyeli kullanmak için de emek gerekir, uğraş gerekir, düşünmek-çabalamak gerekir.

Sürekli eğlenmek, sürekli gezmek tozmak, sürekli istirahat hali, sürekli espiri peşinden koşmak insanı insani özelliklerden uzaklaştırır.

Herşeyin yeri, zamanı ve ölçüsü vardır.

Sürekli eğlenmek yanlış olduğu gibi sürekli çalışmak da zararlıdır, insanın dinlenmeye, eğlenmeye de ihtiyacı vardır elbet.

Düşünelim, düşünmekten kaçmayalım, uğraşmaktan emek vermekten kaçmayalım.

Görülecektir ki; kendi hallettiğimiz problemler bize büyük mutluluk verecek, huzurlu olacağız, kendimize güvenimiz artacak ve hayattan daha çok zevk alacağız. 

Bora Arslantürk 
boramat@gmail.com




tembellik hastalığı, tembellik sorunu

son haberler

Post Top Ad